Makine ihracatçıları 2020’ye hem fiyat hem miktar artışıyla başladı
Makine İhracatçıları BirliÄŸi, sektörün marka deÄŸerinin yükselmesi, teknoloji geliÅŸtirme kapasitesinin artması, finansmana eriÅŸiminin kolaylaÅŸması ve nitelikli iÅŸ gücü istihdamının büyümesi için gerekli gördüklerini bir yol haritasıyla açıkladı. Yatırım ölçeklerinin büyütülmesi ve verimlilik artışına odaklanan sektör, bu hedeflere ulaÅŸmada kayıt dışıyla mücadele ile piyasa denetim ve gözetimini öncelikleri arasına koydu. 2019 yılını 17,9 milyar dolar ihracatla kapatan sektörün en öncelikli meselesinin yatırım ve faaliyet ortamının, kamunun mevcut bütün stratejik planları doÄŸrultusunda hızla iyileÅŸtirilmesi olduÄŸunu belirten Makine İhracatçıları BirliÄŸi BaÅŸkanı Kutlu KaravelioÄŸlu, “Uzun süre sonra yeniden makinelerimizin birim fiyatlarını artırmayı baÅŸardık. Ocak ayı sonunda elde ettiÄŸimiz yüzde 7 ihracat artışında makinelerimizin 2018 deÄŸerlerini geri dönüyor olmasının katkısı var. İki bileÅŸenli artış 2030 hedeflerimize yönelik güvenimizi pekiÅŸtiriyor” dedi.
Dış ticaret açığını 2019 yılında 5 milyar dolar düÅŸürmeyi baÅŸaran makine sektöründe, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75,8 ile rekor seviyeye ulaÅŸtı. Ocak ayını 1,4 milyar dolar ihracatla kapatan sektör, Serbest Bölgelerden gerçekleÅŸen iÅŸlemlerle birlikte ihracatını 1,5 milyar dolara, Ocak 2020 sonu itibariyle son 12 aylık ihracatını ise 19 milyar dolara taşıdı. Sektörün deÄŸer artışı, fiyat düÅŸürmek zorunda kaldığı 2019’dan sonra miktar artışını yeniden geride bıraktı ve makinelerin kilogram başına ortalama birim fiyatı 5,7 dolara yükseldi.
2019 yılının Türkiye’nin ileri teknolojili dönüÅŸümünde önemli bir viraj olduÄŸunu ve kamunun hemen bütün strateji planlarında odak sektör olarak makine sanayiine yer vermesinin kendilerine önemli bir sorumluluk yüklediÄŸini vurgulayan Makine İhracatçıları BirliÄŸi BaÅŸkanı Kutlu KaravelioÄŸlu ÅŸunları ifade etti:
“Bu planların baÅŸarıya ulaÅŸmasını ülkemizin teknolojik bağımsızlığı bakımından gerek ÅŸart gördüÄŸümüz için, süratle atmak zorunda olduÄŸumuz adımları Dış Pazar Strateji Raporumuz kapsamında ele aldık. Potansiyelin yüksek olduÄŸu ülkeler için örnek ürün grupları üzerinden derinleÅŸtirdiÄŸimiz bu çalışmayla, küresel pazar payımızı hızlı artıracak strateji önerileri geliÅŸtirdik. Bakanlıklarımızın, 11. Kalkınma Planı doÄŸrultusunda eÅŸ zamanlı hazırlayıp uygulamaya soktuÄŸu stratejilerin baÅŸarıya ulaÅŸması için, sektörümüzün acil olanlardan baÅŸlayarak tüm ihtiyaçlarına yanıt vereceÄŸine yürekten inanıyoruz.”
“Kayıt dışı ile mücadelede de pilot sektör olmak istiyoruz”
Stratejik önerilerini ölçek, finansman, teknoloji geliÅŸtirme, markalaÅŸma ve doÄŸrudan yabancı yatırımlar olmak üzere 5 eksende somutlaÅŸtırdıklarını belirten KaravelioÄŸlu ÅŸunları söyledi:
“En öncelikli meselemiz firmalarımızın ölçeÄŸini büyütmektir. Yatırımın ve iÅŸ hacminin teknoekonomik büyüklüÄŸü, verimliliÄŸin, katma deÄŸerin, markalaÅŸmanın ve sürdürülebilir rekabetçiliÄŸin önÅŸartıdır. Kayıtdışı istihdam ve satış hangi sektörde olursa olsun yatırım ve faaliyet ortamını bozarak, iç ve dış sermaye çekmeyi zorlaÅŸtıran ana etkendir. Fikri mülkiyet haklarının korunması ve piyasa gözetimi denetimi teknoloji geliÅŸtirmenin vazgeçilmezidir. Bunlarda esnek davranırsak iÅŸini iyi yapanları cezalandırmış oluruz; iÅŸlerini büyütmelerine mani olur, nitelikli elemanlar istihdam etmelerini güçleÅŸtiririz. Yüzde 24,9 olan kayıt dışı ortalamamız, Türkiye ortalamasının altında olsa da teknoloji geliÅŸtiren, en fazla sayıda Ar-Ge merkezine sahip olan ve ülkenin en rakabetçi ürünlerini üreten sektörümüzde kayıtdışının rakip ülkelerdeki seviyeye inmesini saÄŸlamak zorundayız. Burada hem devlete hem de sektörel derneklerimize görev düÅŸüyor. Kayıt dışıyla mücadelede de pilot sektör olmaya hazırız.”
İhracatın ve ihracatçının finansmanının çok önemli olduÄŸunu, bu konunun çözülmesinin ölçek büyütücü bir etkisi olacağını belirten KaravelioÄŸlu ÅŸöyle konuÅŸtu:
“Yüzde 26 ile dünyada ihracata en çok destek veren kredi kuruluÅŸları arasında yer alan Eximbank’ın imkanlarından sektörümüzün gereklerine uygun biçimde yararlanmalıyız. Tüketim mallarına uygun kısa vadeli finansman modelleri yerine rakip ülkelerde olduÄŸu gibi, hedef pazarlarda alıcı kredileri de dahil orta-uzun vadeli programlar geliÅŸtirmeliyiz.Kredilerin teminatlandırılması konusunda da sektörel bir açılıma ihtiyaç var.”
“Ölçek büyütmek için ithalatı özendirici uygulamalardan vazgeçmeliyiz”
KaravelioÄŸlu, Türkiye'de en fazla Ar-Ge merkezine sahip sektörün makine imalat sanayii olduÄŸunu ve bu sebeple haksız rekabetten en çok korunması gereken faaliyet alanı olduÄŸunu belirterek “Türkiye’nin en rekabetçi sektörü olarak niÅŸ alanlarda derinleÅŸmek kabiliyetimiz var. Ancak unutulmamalı ki yüksek teknolojili makineler referansla satılır ve iÅŸ bitirme belgeleri özel maksatlı makina imalatında sertifikasyon mahiyeti taşır. Ülkemizdeki endüstriyel tesislerden referans kazanabilmemiz için yerlileÅŸme çabaları artmalıdır. Korumacı tedbirlerin küreselleÅŸtiÄŸi bir dönemde kamu yatırımlarını lehimize çevirmeli, teÅŸvik mevzuatı içinde ithalatı özendiren uygulamalardan kaçınmalıyız” dedi.
Korumacı politikaların dünyada bir yerelleÅŸme furyası oluÅŸturduÄŸuna da dikkat çeken KaravelioÄŸlu bu durumun makine imalatçılarını aralarında Türkiye’nin de bulunduÄŸu ana pazarlarda yatırım yapmaya zorladığını belirterek ÅŸunları söyledi:
“Yabancı yatırımların varlığı ihracatımız için de büyük önem taşıyor, fakat yeni teknolojilerkadar tevsi modernizasyon projelerine de destek vermeliyiz. Sektörümüzün ihtiyacı ara malı ve komponent yatırımları Teknoloji Odaklı Hamle Programı kapsamına alındı ve raÄŸbet gördü. Mevcut proje baÅŸvurularının baÅŸarıyla sonuçlanması için faaliyet ortamındaki düzenlemeler acil hale geldi. Kayıt dışı ile mücadele bu konu için de büyük önem taşıyor.”
“Makine ve teknoloji üreten ülkeler saygı ve itibar görür”
Makine ticaretinde alıcı ve imalatçı arasında bir doku uyuÅŸması olması gerektiÄŸine dikkat çeken KaravelioÄŸlu, “Ülkelerin ve ürünlerin marka deÄŸeri özellikle yatırım mallarında birbiriyle çok iliÅŸkilidir. Makine üreten ülkelerin temsilcileri her daim daha fazla saygı ve itibar görüyor. Türkiye üretim teknolojileri geliÅŸtiren ve ihraç eden ülke vizyonunda ısrarcı olmalı” dedi.
“İklim deÄŸiÅŸikliÄŸine kayıtsız kalmak üçüncü dünya ülkesi olmayı göze almak olur”
Verimlilik kavramının makinelerin performansında önemli bir kriter haline geldiÄŸini ve daha az enerji harcayarak daha çok iÅŸ yapmanın temel bir ölçüt olduÄŸuna dikkat çeken KaravelioÄŸlu ÅŸöyle konuÅŸtu:
“Çevre sorunlarına ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine endüstriyel stratejilerde yer vermeyen ülkelerin dış ticaretten alacağı pay sınırlanacak. Ana pazarımız AB planlı bir geçiÅŸ süreci sonunda, kötü gidiÅŸe kayıtsız kalan ülkelerin mallarını ithal etmeyecek. On yılı aÅŸkın bir süreçteürünlerinin büyük kısmını AB direktiflerine uygun hale getirmiÅŸ bir sektörün temsilcileri olarak biz bu yaklaşımı insanlığın temel deÄŸerlerine uygun buluyoruz ve bu olguyu zamanında önlemler alarak yönetmek üzere kamuoyunda bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.”